Muhammed Sanjalawi

-Davamız Kudüs: Bize kendinizi tanıtır mısınız?

Sanjalawi: Abu Kemal Muhammed Sanjalawi, evliyim bir oğlum var 3,5 yaşında Kemal isminde. İlk, orta ve lise öğrenimini mübarek Mescid-i Aksa’nın içerisinde El-Aksa İslami Medresesi’nde okudum. Kudüs Üniversitesi’nde muhasebe bölümünü okudum ve mezun olduktan sonra kendi mesleğimde 5 yıl çalışabildim. Kudüs’teki hayat şartlarından dolayı başka işler yapmak zorunda kaldım. Kudüs’ün Pazar isimli çarşısında gelen yabancılara hediyelik eşya sattım şimdi ise Mescid-i Aksa güvenlik görevlisi olarak çalışıyorum.

- Davamız Kudüs: Mescid-i Aksa’da nasıl güvenlik görevlisi oldunuz?

- Sanjalawi: Hayallerimde El-Aksa’da güvenlik görevlisi olmak hep vardı. Ne de olsa orada büyüdüm, orada okudum. Muhasebe mezunu olmam hasebiyle dualar kabul oldu. Vakıflar Daire Başkanlığı muhasebeci arıyordu ve muhasebeci olsaydım çok yüksek maaşla çalışacaktım ama o nasip olmadı. Güvenlik görevlisi olarak kabul edildim. Ben vazifeye başlamadan önce her gün vakıfların gazete ilanlarına bakıyordum ve Allah’a hamdolsun artık El-Aksa’dayım.

- Davamız Kudüs: Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz ve tam olarak Mescid-i Aksa’daki göreviniz nedir?

- Sanjalawi: Aralık 2014 yılından beri bu kutlu vazifedeyim, asıl işimiz El-Aksa’nın kapılarında giren çıkanları kontrol etmek gerektiğinde teftiş etmek. Şüphelendiğimiz vakitlerde ziyaretçinin nereden geldiğini, diyanetini soruyoruz. Kılık kıyafetlerini El-Aksa’ya uygun olup olmadığını kontrol ediyoruz. Verilen vazifeyi hakkıyla yapmak zorundasınız çünkü normal bir yer değil, işe başlama saatinde gelir gelmez kapının anahtarı ve telsiz elimizde vazifeye başlıyoruz. Önce bulunduğunuz bölgenin durumu hakkında rapor veriyoruz. Vazifemiz çok ağır. Aksa’ya gelenlerin, El-Aksa’nın hürmetini çiğneyecek ya da kurallara aykırı en ufak bir hareket yapmamalı. Ciddi bir sorumluluk bu, çok dikkatli olmak gerekiyor

-Davamız Kudüs: Mescid-i Aksa görevlisi olarak ücretlerinizi ne kadar nereden alıyorsunuz?

 - Sanjalawi: Mescid-i Aksa yönetimi idaresi Ürdün Vakıflar Daire Başkanlığı ücretlerimizi ödüyor. Maaşın %90’ı oradan kalan %10’u ise Filistin yönetimi tarafından ödeniyor. Vakıflardan yaklaşık olarak 1000 dolar, Mahmut Abbas yönetimi ise 150 dolar ikramiye olarak veriyorlar. 1150 dolar Türkiye’nin şartlarına göre çok iyi bir miktar lakin Kudüs için çok cüzi bir para. Burası dünyanın en pahalı şehirlerinden bir tanesi ya ikinci bir iş yapmalısınız ya da ailenin tüm fertleri eğer iş bulabilirseniz- çalışmalı.

- Davamız Kudüs: Bu vazifenin öneminden bahsedebilir misiniz?

- Sanjalawi: Çok önemli bir vazife. Mutlak Koruyucu olan Allah’tır ve mescidini mutlaka koruyacaktır. Güvenlik ekibi olmasa aklınıza gelmeyecek işler yaşanır mübarek mekânda. Mescid-i Aksa ismiyle dilencilik yapanlar, işi ticarete dökenler, hırsızlık yapandan tutun, din tüccarlığını iş edinenler görürsünüz. Allah muhafaza bu zalimlere fırsat vermemek lazım. Güvenlik görevlisi, şirket, kurum, bina, okul vs. de nasıl olmazsa olmazlardansa Mescid-i Aksa’da mutlaka olmalı.

- Davamız Kudüs: Mescid-i Aksa’da tehdit, tutuklama ya da herhangi bir sorun yaşadınız mı?

- Sanjalawi: Tutuklama oldu hatırlarsanız Mescid-i Aksa’nın kapıları kapatıldığı ve x-ray’lerin takıldığı vakit o gün Cuma günüydü, toplu bir şekilde bizi tutukladılar. Maskobiyya bölgesine bizi götürdüler ve bizleri sorgulamaya aldılar. Kimlerle irtibatta olduğumuzu, dışarıda olup bitenlerle ilgimiz alakamız soruldu, daha sonra bizi serbest bıraktılar. - Davamız Kudüs: Mescid-i Aksa’da en güzel günün ne zaman ve nasıl oldu? - Sanjalawi: Aksa’da çok güzel günlerim anılarım oldu lakin en güzeli ise eşimle nikahımız Kubbetüs Sahra’da kıyıldı. Mescid-i Aksa’nın imamları, şeyhleri hepsi nikahta bulunmuşlardı. Ömrüm boyunca unutamayacağım bir gün, Allah herkese nasip etsin. Diğer güzel günler ise Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, mübarek gün ve gecelerde ki o kalabalık hem bizi hemde Mescid-i Aksa’yı sevindiriyor. Gelen insanların tebessümleri, ümit tazelemeleri, çoluk çocuk, yaşlı, kadın, herkesin bulunması unutulmayacak bir hatıra oluyor bizim için.

- Davamız Kudüs: Mescid-i Aksa’da hiç kötü gününü ya da anınız oldu mu?

- Sanjalawi:Siyonistlerin bayramları örneğin tapınak günü, tapınağın yıkılma yıl dönemi gibi bayramlardaki edepsizlikleri, taşkınlıkları çok can sıkıcı oluyor. Mescid-i Aksa’da hemen arbede başlıyor, bir şey yapamıyorsunuz çünkü silahlı asker ve polis eşliğinde Mescid-i Aksa’nın hürmetini çiğniyorlar. O günler hayatımın en kötü günleri, dilerim Rabbimden tekrar olmaz.

-Davamız Kudüs: Tüm dünya Müslümanlarını çok üzen bir hadise olmuştu, Mescid-i Aksa’nın kapılarına x-ray takıldığında, bizzat yaşadıklarınızı gördüklerinizi anlatabilirsiniz?

- Sanjalawi: Mescid-i Aksa’nın içerisindeydim, dört ya da beş kişiydik. Ürdün’den Yüksek İslam Konseyi’nden olup bitenleri görmeye gelen heyetle birlikte Aksa’ya girdik. Üç güne yakın kalmışlardı, pazar günü girmiştik. Teftişe gelen heyet ile beraberindekiler çıktılar. Biz çıkmak istemedik, arkadaşlarımla birlikte kaldık ve olup bitenleri anında dışarıya iletiyorduk. Özellikle benim bulunduğum Megaribe kapısından içeri giren turistlerle birlikte siyonistler ve yerleşimciler geliyorlardı. Onları sayıyordum, içeride neler yaptıklarını amirlerime iletiyordum. O günlerde ümmetin Mescid-i Aksa’daki gözü olduk. Çünkü x-ray’ler takıldı diye bizimkilerden kimse girmiyordu. Bize de büyük vazifeler düşüyordu. Gelen siyonist yetkililer, amirler, emniyet müdürleri, siyasiler vs. adım adım izliyorduk ve ne yaptıklarını üstümüzdeki yetkililere iletiyorduk. İçeride Müslümanların ve güvenlik görevlilerin olmaması hasebiyle gelen bazı siyonistler fırsata çeviriyorlar, taşkınlık yapıyorlardı. Biz de fırsat buldukça bazı fanatik Yahudi grupları sürekli organize olup içeri giriyor, Aksanın hürmetini çiğniyorlardı. Siyonist bir bayan gizlice girip içeride saklanmaya çalışıyordu. Ke’es bölgesinde geldi, canlı yayını açtı ve “İşte Mescid-i Aksa, Müslümanlar, Vakıflarda yok olması gereken bu, biz buradayız” diye bağırarak şarkı söylüyordu ve diğerleri ayin yapıyordu. Hamd olsun Allah’ın yardımlarıyla onu Mescid-i Aksa’dan atmayı başardım. 4 arkadaşımla birlikte neredeyse uyumadan günlerimizi geçirdik. En fazla 3 saat, o da nöbetleşe dinleniyorduk. Sadece 4 kişiydik ve ne olacağını da bilmiyorduk. Çok yorucu günlerdi. Görev yerim olan Megaribe Kapısından fırsat buldukça, Babul Rahme Kapısının üst tarafına gidiyordum. Orası hem yüksek hem de açık alan hem doğu hem de güney yönde ne olup bittiğini rahat görebiliyordum. Oradan da Kubbetüs Sahra avlusunu hızlı bir şekilde kontrol ediyordum. Sabahları Esbat kapısına gidiyordum oradaki emniyet yetkililerini ne yaptıklarının resimlerini çekiyordum, daha sonra Megaribe Kapısına gidiyordum ve aynı şekilde olup bitenleri iletiyordum.

- Davamız Kudüs: Sizin Fotoğrafçı olduğunuzu duyduk ne zaman ve nasıl başladınız?

- Sanjalawi: Aslında fotoğraf çekme benim hobim, geç başladım bu işe. Corona virüs döneminde Mescid-i Aksa’nın boş olduğunu biliyorsunuz, kimse giremiyordu içeriye. Allah Subhane ve Teâlâ bana ilham verdi, fotoğraf ve video çekiyordum. Ezan sesini canlı yayın yapıyordum, meşhur TV’lere, gazetelere görüntü aktarıyordum. Mescid-i Aksa’nın her yerini çekmeyi başardım hamd olsun. Benim sosyal medya hesaplarımın dışında Telegramda bir kanal açtım “Al Aqsa Mosque” isminde. Bu kanala kimseye nasib olmayan yerlerden çekip görüntüleri yüklüyordum. Ecrini sevabını Allah’tan istiyorum, bu kanalda Mescid-i Aksa’yı özleyenler ve gelemeyenler için çok miktar da resim ve video bulunuyor. Mescid-i Aksa’daki yapıları, medreseler, mescitler, kubbeler, zaviyelerin her noktasını çekip, arşivleyip, İstanbul’da Mehmet Esmer’e ve Davamız Kudüs ekibine göndererek onların yapmış oldukları hizmetlere katkı sağlamak beni çok memnun ediyor.

- Davamız Kudüs: Gelecekle ilgili bir planınız var mı ne yapmayı düşünüyorsunuz?

- Sanjalawi: Allah’ın izniyle hayatta kaldığım sürece Mescid-i Aksa’da kalacağım. Hiçbir kuvvet beni buradan çıkaramaz. Bu işe başlarken temiz bir halis niyetle başladım. Böyle kaldığım sürece Allah’ın keremi ve lütfu ile burada olacağım inşallah. Allah’ın beni seçtiğine inanıyorum, insanların hayal edemedikleri bir işim olduğunu düşünüyorum.

- Davamız Kudüs: Gençlere tavsiyeniz nedir?

- Sanjalawi: Çok kalabalık bir şekilde gelmeleri lazım. Tüm namaz vakitlerini Mescid-i Aksa’da eda etmeleri lazım. Gençlerin Mescid-i Aksa’da bulunmaları hem düşmanı hem de fitnecileri ürkütmüş olacak. Gençlerin sadece ibadetle meşgul olmaları, kimseyle uğraşmamaları, özelikle kapılardaki polislerle diyaloğa girmemelerini tavsiye ederim. Uyanık olmaları lazım onları tahrik edecek ya da harekete geçirecek bir şey yapmamaları lazım. Özellikle Mescid-i Aksa’da eylem ya da karşı tarafı harekete geçirecek bir şey yapmamalarını istiyoruz. Biz bunun örneklerini gördük ve yaşadık. Çünkü onların arasında işbirlikçi olup onlara galeyana getiren birileri olabiliyor. Bu şekilde polislerin istediğini yapmış olurlar. Sonuçta dışarı atılmaya da uzaklaştırma cezası veriyorlar, böylece Mescid-i Aksa boşalmış oluyor. Tavsiyem mescitte bulunmaları ve hiçbir şeye karışmamaları. Gençlerin burada varlığı onlara zaten yeterince korkutuyor. Böylece onların planları gerçekleşmemiş olacak Allah’ın izniyle.

- Davamız Kudüs: Megaribe Kapısında ilginç hikayelerin olduğunu duyuyoruz söyleyeceğiniz bir şey var mı?

- Sanjalawi: Biraz önceki sorularda değinmiştim tanınmış radikal siyonistler sürekli gelmeleri, her gün farklı grup getirmeleri önemli bunlar. Mescid-i Aksa’da taşların altına dışarıdan getirdikleri sembolleri, yazıları saklıyorlar ve böylece iddia etmiş oldukları Süleyman tapınağından parçalar bulunması ile Aksa’mızın yıkımı için haklı bir gerekçe ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Benim gözlerim hep bunların üstünde, Mescid-i Aksa’ya geldiklerinde onları takip ediyorum, resimlerini çekiyorum.

- Davamız Kudüs: Mescid-i Aksa’nın ziyaretçileri hakkında görüşleriniz nedir?

- Sanjalawi: Mescid-i Aksa’ya en çok gelen ziyaretçiler, Afrika’dan, Türkiye’den, Malezya’dan, Endonezya’dan, Singapur’dan, Avrupa’dan oluyor. Gelen Müslümanlar bizi çok sevindiriyor. Özellikle Türkleri görünce göğsüm kabarıyor, çok mutlu oluyorum. Onlar bu mekânın eski hizmetkârları Osmanlı’nın torunlarıdır. Allah kendilerinden razı olsun, Mescid-i Aksa’ya maddi manevi yardımlarını hiçbir zaman esirgemiyorlar. Özellikle cuma günleri Mescid-i Aksa’da, çarşıda kardeşlerine destek vermek için dolaşıp, alışveriş yaptıklarını, muhabbet edip, dostluklar kurduklarını görünce çok mutlu oluyorum, kendimi İstanbul’da hissediyorum. Sizleri Allah’a emanet ediyorum. Sizleri en kısa zamanda Mescid-i Aksa’da görmek duasıyla inşallah. Kardeşiniz Abu Kemal Muhammed Sanjalawi

Henüz Yorum Yapılmamış