Kur’ân-ı Kerîm’de, A'râf sûresi 137. ayet-i kerîmenin tefsiri incelendiğinde bereketli topraklardan Diyâr-ı Şam’dan (Filistin-Suriye) bahsedilmektedir.
A'râf sûresi (7, 137)
Davamız Kudüs Dergisinin 2.sayısına ulaşmak için tıklayınız
Araf Suresi 137. Ayet-i Kerime
وَاَوْرَثْنَا الْقَوْمَ الَّذ۪ينَ كَانُوا يُسْتَضْعَفُونَ مَشَارِقَ الْاَرْضِ وَمَغَارِبَهَا الَّت۪ي بَارَكْنَا ف۪يهَاۜ وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ الْحُسْنٰى عَلٰى بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ بِمَا صَبَرُواۜ وَدَمَّرْنَا مَا كَانَ يَصْنَعُ فِرْعَوْنُ وَقَوْمُهُ وَمَا كَانُوا يَعْرِشُونَ
Meali
“Hor görülüp ezilmekte olan o kavmi de (İsrâiloğulları) içini bereketlerle doldurduğumuz ülkenin doğu taraflarına ve batı taraflarına (tamamına) mirasçı kıldık. Sabırlarına karşılık Rabbinin İsrâiloğulları’na verdiği güzel söz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarını ve yetiştirdikleri bahçeleri de helâk ettik.”
Tefsiri
Allah Teâlâ, İsrâiloğulları’nı Hz. Mûsâ vasıtasıyla Firavun’un zulmünden kurtardıktan sonra onları “İçini bereketle doldurduğumuz ülkenin doğu taraflarına ve batı taraflarına mirasçı kıldık” buyuruyor. Burada işaret edilen bu bereketli ve verimli ülkenin neresi olduğu hususunda farklı görüşler vardır. Bazı müfessirler âyetteki “doğu tarafı” ile Diyâr-ı Şam’ın (Filistin-Suriye), “batı tarafı” ile de Mısır’ın kastedildiği (meselâ bkz. Zemahşerî, II, 149; Şevkânî, II, 274); bazıları da daha sonra İsrâil soyundan gelen Dâvûd ve Süleyman’ın hâkim olduğu ülkelerin kastedildiği kanaatindedirler. (bkz. Râzî, XIV, 221)
Diğer bir görüşe göre ise burada sadece Diyâr-ı Şam’a işaret edilmiştir. Nitekim âyetin devamında yer alan “bereketlerle doldurduğumuz” şeklindeki niteleme de bunu gösterir. Zira akarsuları ve bitki örtüsü gibi zenginlikleri bakımından belirtilen nitelemeye yalnızca bu bölge uygun düşmektedir. (meselâ bkz. İbn Atıyye, VII, 147; İbn Kesîr, III, 464)
İsrâiloğulları’nın hâkimiyetine verilen bu yer, Mâide sûresinin 21. âyetinde “Allah’ın size yazdığı kutsal toprak” diye anılıyor. İsrâ sûresinin başında da Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’dan bahsedilirken, bu sûrede sözü edilen yer hakkındaki aynı niteleme ile (bâreknâ) “çevresini mübarek (bereketli, verimli) kıldığımız Mescid-i Aksâ...” şeklinde söz edilmektedir.
Şu halde İsrâiloğulları’nın hâkimiyetine verilen yer sadece Filistin olmalıdır. (bkz. Ateş, III, 385; Mevdûdî, II, 81; ayrıca bk. Mâide 5/21-26)
Kur’ân Ayetleri Işığında Kudüs (Âl-i İmrân Sûresi) için tıklayınız
Kaynaklar
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Kuran-ı Kerim Tefsiri
Prof. Dr. Ömer Çelik, Hakk’ın Daveti Kuran-ı Kerim Meali ve Tefsiri
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsiri