“Filistin” ne demektir

Filistin yalnızca belli bir coğrafyaya sıkışmış değildir” diyor Naci el Ali

“Filistin, insani boyutuyla, haklı davaların simgesidir; bu davalar için ister Mısır’da, ister Vietnam’da, ister Güney Afrika’da mücadele edilsin.”

FİLİSTİN TARİHSEL TANIMLAMASI 

“Palestina” teriminin mucidi Roma İmparatoru Hadrian’dır. Romalıların amacı,  semit ırkından olmayan ve Yahudilerin uzun zamandır düşmanı olan Philistines kabilesinin isminden esinlenerek Eretz Yisrael’i (İsrail Vatanı) yeniden adlandırıp bu topraklarla Yahudilerin arasındaki bağı sonsuza dek kırmak idi. Romalılar “Tanrının halkının” bir daha asla Kutsal Topraklara dönmemelerini sağlamak için bir milyondan fazla Yahudiyi öldürmüşlerdi.

Roma şehrinde Titus zafer abidesi, ve üzerinde bulunan kabartma: Romalılar Kudüs’ü yağmalıyor – Menorah (7 kollu kandil) ve diğer kutsal objeleri Yahudilerin İkinci Kutsal Tapınağından çalan Romalı askerler.

FİLİSTİN COĞRAFİ TANIMLAMASI

Akdeniz’in güneydoğu ucunda, Asya ile Afrika arasında köprü konumunda bulunan tarihî bölge.

Adını, milâttan önce XII. yüzyılda Kavimler göçü sırasında deniz yoluyla buraya gelen Filistler’den alır. Tarih öncesi devirlerden itibaren çeşitli kavimlerin göçlerle gelip yerleşmesine ve bunlara karşı harekete geçen başka üstün güçlerin pek çok istilâ ve fetihlerine mâruz kalmıştır.

Bu durumun başta gelen iki önemli sebebi, bölgenin Arap coğrafyası içinde sahip bulunduğu zengin ve stratejik tabiatla üç büyük ilâhî dinin gerek doğuş gerekse gelişmesinde oynadığı önemli rol ve içinde barındırdığı kutsal yerler.

Filistin adıyla anılan toprakların, bu özelliklerine bağlanan istilâlar ve çeşitli kavimlerin buraya hâkim olmak için verdikleri mücadeleler dolayısıyla siyasî sınırlarını açıklıkla çizmek kolay değildir. Bununla birlikte bölgenin coğrafî sınırları konusunda görüş birliği olduğunu söylemek ve bu sınırları bir uzmanın ifadesiyle şu şekilde belirginleştirmek mümkündür:

“Filistin denen topraklar esas itibariyle, Suriye ile Mısır ve Akdeniz ile Şeria nehri arasında kalan topraklardır. Şeria nehrinin döküldüğü Ölüdeniz de (Lut gölü) Filistin’in doğu sınırına dahildir. Bu sınırlar içinde de Filistin topraklan coğrafî bakımdan Akdeniz kıyı şeridi, kuzeyden güneye doğru uzanan dağ silsilesinin bulunduğu ortadaki yayla bölümü ve en doğuda da Şeria vadisi olmak üzere üç parçaya ayrılır. Bu üç parçalı coğrafî ayırım hemen bütün kaynaklarca benimsenmiştir. Ortadaki dağlık kesim veya yüksek yaylalar kısmı, genellikle kuzeyden güneye olmak üzere, Safed ve Nazareth (Nasıra) şehirleri ile Tabor dağının bulunduğu Galilee (Celîle) bölgesi; ortada, Nablus şehrinin bulunduğu ve batıda Cermel dağına kadar uzanan Samaria (Sâmiriye) bölgesi; daha güneyde, Şeria nehrinin Ölüdeniz’e döküldüğü yerden başlayıp Kudüs, Beytlehem (Beytülahm) ve Hebron (Halîlürrahman) şehirlerinin (içinde) bulunduğu Judea (Yahudiye) bölgesi ve daha güneyde de Beersheba (Bi’rüssebi‘) şehrinin bulunduğu Necef çölü olmak üzere dört kısma ayrılır”

   İSRAİL YANLISI KAYNAKLARDA FİLİSTİN ;

Filistin, Akdeniz ve Ürdün Nehri arasında bir coğrafi bölgeyi tanımlamak için MÖ 450 ile  MS 1948 yılları arasında kullanılan bir isimdi. Aynı bölgeyi adlandırmak için kullanılan diğer terimler arasında, Canaan, Zion, Syria Palaestina, Güney Suriye, Jund Filastin, Outremer, Kutsal Topraklar ve Güney Levant bulunur.

 Kaynakça:
1-20yy.Siyasi Tarihi . Fahir Armaoğlu,
2-www.turkcebilgi.com
3- http://en.wikipedia.org/wiki/Palestine 

Henüz Yorum Yapılmamış