4. Hadis-i Şerif
عَن مَيْمونَةَ، مَوْلاةِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ؛ قالتْ: - قلتُ: يا رسولَ اللَّه! أَفْتِنا في بَيْتِ المَقْدِسِ. قَال ((أَرضُ المَحشَرِ والمَنْشَرِ. ائْتُوهُ فَصلُّوا فيه. فإنَّ صلاةً فيه كألفِ صلاةٍ في غيرهِ)) قلتُ: أَرأيتَ إنْ لمْ أستَطِعْ أنْ أَتحمَّل إليه؟ قال ((فَتُهْدِي له زيتًا يُسْرَجُ فيه. فمَنْ فَعَلَ ذَلك فهو كَمَنْ أَتاهُ))
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin azatlı kölesi Meymune radıyallahu anha dedi ki:
“Ben, bir gün ‘Ey Allah’ın Resûlü! Beytü’l Makdis hakkında bize bilgi ver.’ dedim.
‘Orası insanların toplanacakları ve diriltilecekleri (yerlerin başında gelir). Oraya gidin, orada namaz kılın. Çünkü orada kılınan bir namaz, başka yerde kılınan bin namaz gibidir.’ buyurdu.
Ben ‘Oraya gitmeye gücüm yetmez ise ne yapacağımı haber verir misin?’ dedim.
‘Sen, oraya zeytinyağı hediye olarak gönderirsin. Mescidin aydınlatılmasında kullanılır. Kim bunu yaparsa oraya varmış gibi olur.’ buyurdular.”
(İbn-i Mace, 1407)
