Beyt İksa: 72 yıldır Nekbe’yi yaşayan köy

İşgal altındaki Kudüs’ün köylerinden Beyt İksa, (eski adı Batı Beyt Aksa) Nekbe'den günümüze kadar devam eden işgalci İsrail’in yaptığı suç ve haksızlıkların bir kanıtı olarak öne çıkıyor (1)

Beyt İksa, Kudüs'ün kuzeybatısında, Batı Şeria'da yer alan bir Filistin köyüdür.

Köy halkından bazıları, zaman zaman bu suçlar ve haksızlıklar nedeniyle göç etmek zorunda kalmış olsa bile, Nekbe’den günümüze kadar devam eden işgalci İsrail’in saldırılarına rağmen köyünü terk etmeyen Filistinlilerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.

Beyt İksa Konsey Başkanı el-Hatib, Beyt İksa'nın yaklaşık 14 bin dönüm olduğunu belirterek, İşgalci İsrail tarafından yakındaki yerleşim birimlerini genişletmek ve bir demiryolu inşa etmek için 12 bin dönümüne el konulduğunu ifade etti.

İsrail, köy halkına, topraklarını terk etmeleri için tüm gücüyle çeşitli baskılar uyguladı. Köy nüfusu 1800’e kadar gerilemesinin yanı sıra 35 bin köylü farklı bölgelerde mülteci olarak yaşadığı belirtildi.

 

Beyt İksa köyünde yaşayan az sayıda kişiden biri de üniversite öğrenci Ruba... Yaşadıkları hayatı, “Büyük bir hapishanede yaşıyoruz” ifadeleri ile anlatıyor.

İsrailli yetkililerin, 2012 yılında köyün girişine bir kontrol noktası inşa etmesi nedeniyle köy sakinlerinin hareketleri oldukça kısıtlanırken, Beyt İksa dışından insanlar da köye giriş yapamıyor.

Filistinli Ruba, köydeki toplu taşıma araçlarının eksikliği nedeniyle, evden okula sadece belirli zamanlarda gitmek zorunda kalıyor.

Beyt İksa sakini Ruba, kişisel giderlerini sağlamanın yanı sıra köylüler için bir alan yaratmak amacıyla küçük bir ticari proje üzerinde çalışıyor.

Ruba, söz konusu özel projesi için sebze ve gıda maddelerini her gün Ramallah’tan getirmek zorunda. Köyde market, eczane ve fırın da yok.

İsrail askerlerinin, köyün girişindeki kontrol noktasında tüccarlar tarafından köye gıda maddeleri sokulmasına izin vermemesi veya bunlara kısıtlama getirmesi nedeniyle, Beyt İksa köyünde ticari bir proje başlatmak aslında pek de kolay değil.

Bir tüccarın köye gıda malzemesi sokabilmesi için vergi belgelerini göstermesi ve mal girişinin düzenlenmesi için kontrol noktasında bulunması gerekiyor.

Tüccarın ayrıca, tedarikçinin de köye girişi yasak olduğu için malları teslim almak üzere kontrol noktasına gidip bunları teslim alması gerekiyor.

İsrail askerlerinin köye yönelik kısıtlamaları, ısıtma ve yemek için kullanılan hava gazını da içeriyor. Köye her seferinde 20 tüp gaz sokulmasına izin verilirken, bu da haftada sadece iki kez ve bir kişi tarafından yapılıyor.

Bu şartlar, özellikle kış aylarında köyün ihtiyaçları için yeterli olmuyor. Bu arada köye, toptancı, perakendeci ve teknisyenlerin girmesi de yasak.

Nekbe 1948 

Antik Roma kalıntılarının olduğu Beyt İksa köyünde, 1948’de evleri havaya uçuran ve köy camisini yok eden Siyonist çetelerin saldırılarına maruz kalan köy halkı topraklarını terk etmek zorunda kaldı.

Köy halkından Muhammed Hemedan 1949’da imzalanan Rodos ateşkes anlaşması üzerine köy halkından bazılarının köye döndüklerini anlatırken çoğunun Ürdün’de mülteci olarak kaldığını söyledi.

1967 işgali 

1967'de, işgal ordusu çeteleri Batı Şeria'yı kontrol altına aldıktan sonra Beyt İksa, İsrail işgali altına giren ilk köy oldu.

O günden bu yana köy arazilerine el koyan işgalci İsrail, yakın zamanda köyün farklı yerlerindeki pek çok araziye daha el koydu.

İsrail’in işgaline maruz kalan Beyt İksa köyünün etrafında "Ramut Alun", "Müfi Siirt", "Netsfi Tefuh", "Har Samuel" ve “Atrut” Yahudi yerleşim merkezleri kuruldu.

Ayrıca işgalciler, Kudüs'ü Tel Aviv'e bağlayan demiryolunun inşası için köy arazilerine el koymaya devam ediyor.

Ne Nekbe’ler (Felaketler) bitti ne acılar dindi 

Siyonist İsrail sadece köy arazilerine el koymakla yetinmedi bunun yanı sıra 2008’de köydeki tek giriş noktasına bariyer inşa etmeye başlayarak köyün Kudüs’e bağlanan yollarını da kapattı. İnşa edilen bu bariyer 2010 yılında kalıcı olarak sabitlendi.

Köyde kalan az sayıdaki sakinlerinden İbrahim el-Kisvani, bariyerin inşasından bu yana işgalcilerin köye sıkı bir kuşatma uyguladığını belirterek, özel izinler veya belediyenin bir üyesi olması dışındaki Filistinlilere köye girişin yasak olduğunu söyledi.

El-Kisvani, İsrail işgal güçlerinin, 1928'de kurulan ve Kudüs şehrine bağlanan Beyt İksa'nın girişini tamamen kapattığını ve otobüs, taksi ve benzeri toplu taşıma hattını durma noktasına getirdiğini belirtti.

İbrahim el-Kisvani şöyle devam etti: Ulaşım konusundaki bu haksızlıklar, Kudüs kimliğini taşıyan ve 1948’den beri Kudüs’te çalışan 800’den fazla vatandaşın yerinden edilmesine yol açtı. Köyden Kudüs merkezine olan 10 dakikalık yolculuk 2 saate kadar çıktı.

Sınırlı ulaşım

Diğer köy sakinleri de, özel araç sahibi olmayanların hareket etmesinin çok zor olduğunu dile getiriyor. Otobüsler belirli saatlerde çalışıyor. Otobüslerin son seferi öğleden önce hareket ediyor ve akşam üzeri köye geri dönüyor.

Toplu taşıma araçlarına bağımlı olan herkesin, köyün girişindeki kontrol noktasının kapanma ihtimali ve köye girenlerin kimliklerini doğrulamak amacıyla yapılan denetimlerde harcanan zamanı da göz önüne alarak,  hayatlarını bu saat aralığına uyacak şekilde düzenlemesi gerekiyor.

Ruba, geçen kış üniversitedeki bazı derslerinin uzaması nedeniyle köye giden son otobüsü yakalayamadığını, bu nedenle Beyt İksa yakınlarındaki bir köye gitmek zorunda kaldığını ve burada yaklaşık iki saat bekledikten sonra yoldan geçen özel bir araç ile köyüne gidebildiğini anlattı.

Bütün bu kısıtlamalar nedeniyle sekiz ay önce köyü Beyt İksa’dan ayrılan Ahmed ise;

Bir keresinde İsrail askerlerinin genç kızların üstünü aramak istemesi ve köye giriş yapmak için bekleyenlerin buna itiraz etmesi nedeniyle kontrol noktasının kapatıldığını;

Bu nedenle köyüne girebilmek için dört saat beklemek zorunda kaldığını ifade etti.

Sağlık ve eğitim hizmetlerinin bozulması

Beyt İksa köyündeki klinikler saat 14.00’a kadar çalışıyor. Bu ise acil bir durum yaşanması halinde köyün dışına çıkmak için ambulansa ihtiyaç olduğu anlamına geliyor.

Köy sakinlerinden biri, ambulansın gecikmesi nedeniyle akrabalarından birisinin hayatını kaybettiğini anlattı.

Beyt İksa Konsey Başkanı Suad el-Hatib, bu sorunu çözmek için modern bir sağlık merkezi inşa etme yönünde çalıştıkları bilgisini verdi.

Köyde eğitim 

Köyün eğitim imkânları konusunda ki durumu da pek farklı değil. Köyde sadece iki okul ve bir anaokulu bulunuyor. Sınırlı imkânlara rağmen köyde eğitim devam ediyor.

Bununla birlikte, köyün dışında yaşayan öğretmenler burada çalışmak istemiyor. Öğretmenlerin köye giriş için özel izinleri olmasına rağmen, işgal güçleri tarafından girişleri geciktiriliyor veya engelleniyor.

Ziyaretçiler köye nasıl giriyor?

Beyt İksa Konsey Başkanı el-Hatib, misafiri gelecek kişilerin konsey ile koordinasyon içinde hareket etmesi gerektiğini söyleyerek, köy sakinlerinin ziyaretçileri geldiğinde de kontrol noktasına gidip onları karşılaması gerektiğini belirtti.

El-Hatib ayrıca, köye gelen ziyaretçilerin kontrol noktasında kimliklerini bırakmaları gerektiğini ve gece 23:45'ten önce köyden ayrılmaları gerektiğini de aktardı.

Tüm bu koordinasyon faaliyetlerine rağmen, bazı durumlarda ziyaretçilerin köye girişleri engelleniyor. Bu da, köylüler ile akrabaları ve arkadaşları arasındaki sosyal ilişkileri olumsuz yönde etkiliyor.

Diğer taraftan, Beyt İksa köyünde yaşayan gençlerden biri, başka köyden bir kızla evlenmek istediği takdirde, diğer köyden gelen genç kızın köye girip çıkabilmesi için kimlikteki ikamet yerini değiştirmesi gerekiyor.

Ancak bu seçenek her zaman kabul edilmiyor veya çok zaman alabiliyor.

Bu durumda, başka köyden gelin olarak gelen genç kız, evliliği ve ikametini kanıtlamak için konseyden alınan belgeleri yanında taşıması veya köye her döndüğünde eşinin kendisine eşlik etmesi gerekiyor.

Büyük hapishane

Beyt İksa belediyesi, köyün büyük bir hapishaneye dönüştüğünü ve çevresinden soyutlanması nedeniyle köy halkının zor koşullarda yaşadığını teyit ediyor.

İşgal güçleri, köyün Kudüs’e yakınlığından dolayı önemli olan konumu nedeniyle köy halkını göç etmeye zorlamak için köyün giriş çıkışlarını kapatarak onlara açık cezaevi havası yaşatıyor.

Bu nedenle Beyt İksa köyünde nüfus git gide azalıyor.

Köy belediyesi, vatandaşların acılarını bir dosyaya sığdırmanın mümkün olmadığına işaret ediyor.

3 yıl önce 2 bin 200 olan köy nüfusu, geçen yıl bin 800'e gerilemiş durumda.

İsrail merkezli insan hakları örgütü B'Tselem’in Saha Araştırma Direktörü Kerim Cibran, köy nüfusundaki bu düşüşe;

İsrail’in bu bölgelerde yürüttüğü, giriş ve çıkışları kontrol etmenin yanı sıra, burayı İsrail açısından stratejik öneme sahip C bölgesi olarak ilan ederek;

İnşaatı yasaklaması gibi köy halkına topraklarını terk ettirmeye yönelik politikalarının neden olduğunu öne sürdü.

El-Hatib, köy girişinde bulunan kalıcı kontrol noktasının ise, köyün Kudüs'ten beş dakika uzaklıkta olması nedeniyle, köy sakinlerini kendi topraklarıyla sınırlama amacı taşıdığına dikkat çekti.

Kudüs ile köy arasında bir duvar olmamasına rağmen, köye giriş yasak ve aradaki yollar kameralar ile kontrol ediliyor.

İsrail hükümeti ise, kontrol noktası ve köylülerin maruz kaldığı diğer kısıtlamaların güvenlik gerekçesi ile gerçekleştiğini iddia ediyor!

Son olarak köy sakinlerinden biri, eliyle göğe işaret ederek şöyle dedi: Beyt İksa, Nekbe’den bu yana Kudüslülerin nasıl acı çektiğinin kanıtıdır.

(İlkha - Şarkul Avsat)

(1) Nekbe hakkında bilinmesi gereken 10 gerçek için tıklayınız

Henüz Yorum Yapılmamış