Davamız Kudüs Kudüs ile ilgili her şey

Cemal Abdünnasır

Mısır'da 1952 yılında askeri bir darbeyle yönetime el koyan “Hür Subaylar” grubunun kurucuları arasında bulunan, 1956 yılında Mısır’ın 2. Cumhurbaşkanı olan Cemal Abdünnasır, Süveyş Kanalı’nın millileştirilmesi gibi birçok köklü değişim ve etkin bir dış politika ile Arap dünyasında bir önder rol oynamıştır. Abdülnasır, 15 Ocak 1918 tarihinde İskenderiye’de dünyaya geldi. İsmi Cemal Paşa'ya atfen verilmiştir. Tam adı Cemal Abdünnâsır'dır. 1937 yılında Kahire'deki Kraliyet Askeri Akademisi'ne girdi, 1939'da teğmen olarak mezun oldu. Sudan'daki Mısır ordusunda görev yaparken arkadaşlık kurduğu üç subayla (Zekeriya Mohyeddin, Abdülhakim Amir ve Enver Sedat) birlikte 1949’da İngiliz egemenliğine ve krallık yönetimine son vermeyi amaçlayan gizli “Hür Subaylar Örgütü” nü kurdular. 1951'de yarbaylığa yükseldi. Savaşın ardından baş gösteren siyasi bunalım ortamında, Hür Subaylar Hareketi 23 Temmuz 1952'de darbeyle yönetime el koyarak Kral Faruk’u yönetimden uzaklaştırdı ve ailesiyle birlikte devrik Kralı İtalya’ya sürgüne gönderdi. Orgeneral Muhammed Necib'in devlet başkanlığına getirilmesine karşın, gerçek iktidar Nasır'ın denetimindeki Devrimci Komuta Konseyi'nin eline geçti. Ocak 1953'te siyasi partiler kapatıldı ve Özgürlük Birliği adlı yeni bir parti devlet içinde çekirdek örgütler kurdu. Haziran 1953'te Cumhuriyet ilan edildi ve İngilizlerle Süveyş Kanalı bölgesinin boşaltılmasını öngören bir antlaşma imzalandı. 1954 ilkbaharında Necib'in görevden alınmasına yol açan iç çekişmelerden sonra perde arkasındaki konumundan çıkarak başbakanlık görevini üstlenen Nasır, en güçlü muhalefet odağı olan “Müslüman Kardeşler”in faaliyetlerini yasaklayarak konumunu kuvvetlendirdi. Ocak 1956'da tek partili siyasi sisteme dayalı yeni anayasayı yürürlüğe koydu. Haziranda da tek aday olarak gidilen seçimlerde oyların yüzde 99,95'ini alarak cumhurbaşkanı seçildi. Bandung Konferansı'na (1955) katılarak Yugoslavya devlet başkanı Josip Tito ve Hindistan başbakanı Cevahirlal Nehru ile bağlantısızlar hareketinin önderleri arasında yer alan Nasır önceleri ılımlı bir dış politika izlemeye özen gösterdi. Ama Birleşik Krallık ve ABD'nin, Nil Nehri üzerine inşa edilecek ve bölgenin gelişmesini oldukça hızlandıracak olan ve Türkiye’deki Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) benzeri bir proje olan Asvan Barajı projesinin finansmanından vazgeçmesi üzerine gerekli kaynağı sağlamak için Süveyş Kanalını millileştirme yoluna gitti. Ekim1956'da İsrail, Fransa ve Birleşik Krallık'ın giriştiği ortak harekatla başlayan Süveyş Bunalımı sırasında, İsrail'in Sina Yarımadasını Şarmü'ş-Şeyh'e kadar işgal etmesine ve Mısır Hava Kuvvetleri'nin ağır bir darbe almasına karşın, ustaca manevralarla bölgeye dış müdahaleleri boşa çıkardı. Abdünnasır’ın Arap dünyasındaki saygınlığını artıran ve Ortadoğu coğrafyasında Arap milliyetçiliğinin artmasına neden olan bu olayın ardından Abdünnasır daha radikal bir çizgiye yöneldi. 1958 yılı başlarında Mısır ve Suriye'nin Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında birleşmesine öncülük etti. Suriye'nin 1961'de birlikten çekilmesini Arap ülkelerindeki din eksenli rejimlere bağlayarak Arap dünyasındaki devrimci hareketleri etkin biçimde desteklemeye başladı. Ertesi yıl Arap Sosyalist Birliği'ni kurdu. Abdünnasır'ın aynı dönemde İsrail'e karşı militan bir tutum takınması, Mısır'ın Ortadoğu sorununa daha yakından karışmasına ve silahlanmaya geniş kaynaklar ayırmasına yol açtı. Mısır birliklerinin Yemen'deki iç savaşta (1962-1967) cumhuriyetçilerin yanında çarpışmasıyla ABD ile ilişkileri gerginleşti. Önceleri İsrail sorununu Arap dünyasında birliği sağlamanın amacı olarak gören Nasır, 1967'de Sina Yarımadasına kuvvet yığdı. 22 Mayıs 1967'de, İsrail'in Eilat'a deniz erişimi olan Tiran Boğazı'nın tüm İsrail gemilerine ve İsrail’e gitmekte olan diğer gemilere kapalı olduğunu ilan ederek, Akabe Körfezini ulaşıma kapattı, böylece İsrail'le açık çatışmaya yöneldi. Bunu izleyen Altı Gün Savaşı'nda (5-10 Haziran 1970) erken davranan İsrail'in Mısır uçaklarını yerdeyken yok etmesi ağır bir yenilgiyi getirdi. 9 Haziran'da, Nasır bütün sorumluluğu üstlenerek canlı yayında gözyaşları içerisinde istifa ettiyse de yaygın kitle gösterileri nedeniyle ertesi gün kararını geri aldı. Savaş sonrası dönemde radikal çizgisinden giderek uzaklaştı. 23 Temmuz 1969'da İsrail'e karşı bir yıpratma savaşı açtığını ilan etti. Bununla birlikte Nasır, aynı günlerde bir ateşkes düzenlenmesini öngören Rogers Planı'nı kabul etti ve 7 Ağustos'ta bu plan, Süveyş Kanalı boyunca yürürlüğe girdi. Bunun üzerine, Mısır'ın Sudan ve Libya ile ilişkilerini güçlendirmeye girişti ve Araplar arasında çıkan birçok anlaşmazlığa aracı olarak müdahalede bulundu; 27 Eylül 1970'te yeni bir Ürdün-Filistin çatışmasına son vermeyi başardı. 28 Eylül 1970'te Arap liderlerle yaptığı zirve sonrası, ağır bir kalp krizi geçirdi ve vefat etti.

Kaynakça

Nutting, Anthony (1972), Nasser, New Yor: E.P. Dutton Murat Bardakçı (2011), Neslişah, İstanbul: Everest, s. 289 Biyografi.info, cemal-abdulnasir (2019)

avatar
Davamız Kudüs® @DavamKudus

İki Mücahid, şehid düştükleri zaman bir evin içine defnedilir. Evin duvarına da şehid oldukları tarih ve isimleri yazılır. Burası, Gazze. Allah yolunda can ve malla ticaretin en güzelinin yapıldığı yer inşallah...

avatar
33
397
avatar
Davamız Kudüs® @DavamKudus

İşgalci yahudi kadın esirin teslim edilirken Filistin bayrağı taşıyan bir kolye taktığı görüntüler dikkat çekiyor. Gittiği yerde Nehirden Denize Kadar Özgür Filistin'i anlatacak o da...

avatar
33
397
avatar
Davamız Kudüs® @DavamKudus

Kassam Tugayları Komutan Ebu Ubeyde konuşuyor: "Halkımız, özgürlüğü ve kutsal değerleri uğruna, 15 aydan uzun bir sürede büyük bir bedel ödedi ve çok sayıda şehid verdi. Filistin halkının fedakarlıkları ve dökülen kanları boşa gitmeyecek, bunun sonuçları olacaktır..

avatar
33
397
avatar
Davamız Kudüs® @DavamKudus

Şehid Komutan Yahya Sinvar'a selâm olsun!

avatar
33
397
avatar
Davamız Kudüs® @DavamKudus

Muhammed yalnızca bir elçidir...

avatar
33
397